Pages

22 Mart 2012 Perşembe

Yetişkinlerin Yalnız Kalabilme Kapasitesi Üzerine


YETERLİ ANNE-BABALIK: BİR YETİŞKİN OLARAK YALNIZ KALABİLME KAPASİTESİNE SAHİP OLMAK


Yeterli anne-babalar olabilmek için “duygusal açıdan olgun” olmak gerekir. Ünlü psikanalist Winnicott der ki: “Yalnız kalabilme kapasitesi, duygusal açıdan olgunluk gelişiminin en önemli belirliyicilerinden biridir”. Burada Winnicott'ın bahsettiği, “başkasının varlığında yalnız kalabilmek”tir ki bu da özellikle anne-çocuk ilişkileri açısından önemlidir. Annenin varlığında bebek huzurlu bir şekilde yalnız olabiliyor mu? Bu sorunun cevabı, bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilen, “yeterince iyi -good enough” annede gizlidir.
Yetişkin yaşantımıza bir göz atalım. Evde tek başına olma hali nasıl gelir? Bunun anneyle yalnız kalabilme haliyle ne gibi bir bağlantısı var? Şimdi açıklayacağım.


Bazılarımız için yalnız kalabilmek, tek başına zaman geçirebilmek büyük bir lüksken, bazılarımız böyle zamanların hemen bitmesi için dua eder. Bazılarımız uzun süreleri yalnız geçirsek de, bize bunun iyi gelmediğini biliriz. Çünkü yalnız kalmanın uyandırdığı olumsuz hisler o kadar yoğundur ki; bu hisleri gidermek için türlü yöntemlere başvurulur. Yalnızlığın uyandırdığı depresif, kaygılı, rahatsız ruh halinden uzaklaşmaya çalışmak için kimileri alkol alır, kimileri uyuşturucu kullanır. Bu iki davranış da kendini uyuşturma, kafasında başka bir dünyaya gitme, bu acılı ruh halinden kurtulma amaçlıdır. Bu davranışlar aynı zamanda kendi kendine zarar verme davranışlarıdır.


İçindeki Tamirci
Böyle zamanlarda kendini kesmek, eşyaya zarar vermek gibi davranışlar bile ortaya çıkabilir. Belki de bu davranışlar, bir bebekken duygusal olarak asla “o an orada” olamayan anneyi sarsmak, ona kızgınlığını belli etmek veya ondan intikam almak amaçlıdır? Anne bebeğinin duygusal ihtiyaçlarını onun yanındayken karşılayamamış, bebeğin kendisini huzurlu, dengeli, tutarlı, güvenilir bir anne olarak içselleştirmesine izin verememiştir.
Basitçe düşünelim, anneyle bebeklikten kalma anılarımız, hissiyatımız onu içimizde nasıl resmettiğimiz, kafamızda nasıl canlandırdığımızla ilgilidir. Bu aslında kendini annenin gözünden gören bebeğin de kendisiyle ilgili algısını etkiler. “Ben ihtiyaçlarının karşılanmasını hak etmiyorum” “Ben kötüyüm. Ben değersizim” . Anne kendi içindeki olumsuz duyguları bebeğe yansıtmış, onun için gerekli olan güvenli, kucaklayıcı alanı oluşturamamıştır.
Winnicott da aslında buna vurgu yapar. Annenin varlığında yalnız kalabilme becerin varsa, annenin yokluğunda da yalnız kalabilirsin.
Yani içinde bozulan ayarlarını sakince tekrar düzenleyebilecek tamirci bir mekanizmaya sahipsin demektir.


Yazının devamı geliyor!

1 yorum:

  1. Bloğunuzun içerisindeki makalerilerin hergün takip ederek yeni bilgiler ediniyoruz. Burun ameliyatı fiyatları bilgilerine sitemizden ulaşabilirsiniz.

    YanıtlaSil