Anne börek alırken beş altı yaşlarındaki çocuk hareketli, bir içeri bir dışarı...
Çocuğu askere alınsın isteyen anneye orta yaşlı bir kadın "Öyle deme. Askere gidince çok üzülüyorsun." dedi.
"Aman gitsin."diye cevap verdi anne. "Orada adam etsinler. Bak şimdi gitti.Hiç annem nerede kaldı diye merak bile etmiyor"
"Çocuk o annesi. Hepsi böyle" diye cevap veriyor olgunca bir kadın.
Anne "Bıktım artık" diyor.
Diğer kadın dayanamıyor "Oğlun askerde adam olsun diyorsun da...Benim yeğenim şehit oldu"
Buz gibi bir hava esiyor. Anne çocuğu kolundan çekip gidiyor.
Ben düşünüyorum. Ne oluyor da anneler çocuklarının askere gidip adam olmasını istiyor, babalarsa hapse atılmasını? (Bakınız eski yazılarımdan "Atın bunu içeriye")
Başka bir sahne Göktürk'te yaşanıyor.
Market arabasını kaptığı gibi fırlayan yine altı yaşlarında bir kız çocuğu park halindeki aracımıza çarpıyor.
Anne kızın peşinden koşarak "Yeter bıktım senden. Geberteceğim seni" diye bağırıyor.
"Babaanne!"diyor çocuk.
"Anne kızdı! Haydi arabaya" diyor babaanne.
Çocuk öne bineceğim diye tutturuyor.
Babaanneyle beraber ön koltuğa biniyorlar.
Anne "Göstereceğim ben sana" diyor.
Bilmemkaç yüzbin euroluk lüks araçlarına binip uzaklaşıyorlar.
Ben yine merak ediyorum. Haydi Bağcılardaki annenin derdi yalnız çocuk büyütmek ve geçim derdi...Ve tabi bilmediğimiz başka şeyler...
Göktürk'teki, lüks araçlı, babaanne ,muhtemelen bakıcı ve yardımcı destekli annenin derdi ne? Eminim onun da bilmediğimiz dünya sıkıntısı vardır.
Ancak ben başka bir noktadayım.
Kişisel sıkıntılar bir yana bizim kültürel ve toplumsal dertlerimiz var.
Mutsuzuz biz. Tahammülsüzüz. Herşeyi (!!) devletten bekliyoruz!?!( Askerlik? Hapishane??)
Çocuklarımızın disiplin sorunu var.
Var çünkü fi tarihinden kalma ve çocukları travmatize eden disiplin yöntemleri kullanıyoruz. Kendimizi geliştirmeye hiç niyetimiz yok. Paramız yoksa zaten bu bir bahane, paramız varsa da zaten her şeyin en doğrusunu biz biliriz.
Hollanda'daki çocukların neden mutlu olduğuyla ilgili bir araştırma yapılmış.
"Hani hep yabancı çocuk nasıl da sakin bir de bizimkilere bak" diyoruz ya.
Ebeveynlerin mutluluk düzeyine bakıp anlayabiliriz sebebini.
Mutsuz, tahammülsüz, kolay dağılan bir ebeveynle çocuk da dağılır, kural sınır tanımaz.
Mutsuz çocuk eşittir yaramaz çocuk!
Sevgili ebeveynler,
Büyümenin gelişmenin yaşı yok.
Yeterli anne babalık yardım istemekten çekinmemeyi, özeleştiri yapabilmeyi, en çok da oksijen maskesini önce kendine sonra çocuğuna takmayı gerektirir.
Hapse atılan veya askerde adam olması beklenen çocuklar yetiştirmeyelim.
Öyle çocuklar yetiştirelim ki suçu da silsinler dünyadan, savaşları da...Olur mu?
Ben umutluyum.
harikasınız! :)
YanıtlaSilMuhtesem..
YanıtlaSil