MEDYA ŞİDDETİ KONUSUNDA UYANIK OLMAK
Haber seyretmiyorum demiştim ya bir yazımda ama Somalili aç çocukları gösteren haberi tesadüfen görmem belki de iyi oldu demiştim. Birşeyler yapmak açısından. Doğru bulduğumdan değil bu video klipli bol gözyaşlı haber anlayışını. Beni baya bir salladı haber. Açlıktan ölen bebekleri ve çaresiz annelerini görmek, zaten her daim zihnimin kapısını çalan “Birşeyler yapmalı” fikrini tekrar tekrar uyandırdı. Haberlerde sık sık vahşet görüntüleri söz konusu olduğu için ve bu vahşi hal haber verme cümlelerine de yansıdığı için kanıksadık aslında bu medya şiddetini. Belki de bu nedenle uzun zamandır haber izlemediğim için, uzun süredir maruz kalmadığım için bu şiddete, bu görüntüler bende kat kat etki bıraktı.Yoksa her gün haber izleyen biri eminim “Ohooo o da ne ki?” diyecektir artık bezmiş ses tonuyla.
Gazetelerse bu konuda daha cin gibiler. Şahane gazetecilik anlayışı TV haberciliğinden bir adım öteye gidiyor. Haberi okutmak için video şansı olmayan gazeteler, en çarpıcı fotoğrafı ben koymalı en slogan manşeti ben atmalıyım düşüncesiyle, şiddetin dik alasını uyguluyorlar okuyucularına.
Kadın cinayetlerine dikkat çekmek amaçlı olduğu söylenen, manşetteki kanlı ceset görüntüsünü belki de çoğumuz unuttuk. Ancak bilincimizin dışında bir yerlerde bıraktığı izler konusunda söylenecek çok şey var.
Bu sabah da bebeğim kucağımdayken okuduğum haber, zaten içeriğinden dolayı bir üzüntü ve öfke selini beraberinde getirirken, bir de haberin veriliş biçimi zihnimde olayı kare kare canlandırmama neden oldu. Ama en çok beni kahreden o yüzü kesilmiş bebek resmi oldu. Ne amaçla konulmuş o resim oraya? Bebek ölümlerine dikkat çekmek mi amaç?
Peki ben sağlık psikolojisi ve klinik psikoloji bilgilerimden yola çıkarak söylüyorum, böyle bir dikkat çekme biçimi işe yaramaz! Eğer bir konuda insanları uyarmak istiyorsanız, mesajı doğru biçimde oluşturmak gerekir. Bunun yolu insanlarda korku, öfke gibi güçlü duyguları fazla fazla uyandırmamak, insanları travmatize etmemekten geçer. Hem etik değil hem de mesaj amacına ulaşmaz. Travmatize olmuş insanların da toplumsal konularda birleşip hareket etmesi kolay değildir. Çünkü insan bu kadar güçlü bir mesajı yok sayar, verilmemiş sayar. Ya da “Ne yapalım burası da böyle bir ülke” gibi savunmalarla geçiştirir. Çünkü yoğun bir çaresizliktir o insanın hissettiği, korkudur.
Ben elimde bebeğim, bu haberi okurken çaresiz hissettim, öfke hissettim, korku hissettim, kaygı hissettim. “Ucuz atlatmışım o zaman ben “ dedim. Bir de böyle bir tarafı var işin. Böyle bir haber yaparsanız insanların “Oh benim başıma gelmedi ya” deme ihtimali yüksektir çünkü yoğun bir korkuya karşı bir çeşit savunmadır bu.
Yapmayın.
Zaten olayın kendisi korkunç, bir de siz bizi travmatize ederek ,harekete geçme becerimizden yoksun bırakmayın.
0 yorum:
Yorum Gönder