Dün gece bekar gidip evli ve çocuklu döndüğüm yazlık semtte dolanırken karşıdan gelen bir çocuk bizim babanın ilgisini çekti. Yüzünde şefkatle karışık üzgün bir ifade... Başkasının çocuğunu da seven babalardan bizim baba. "Bak" dedi bana. "Aaa bizim Barış bu!"dedim sevinçle. Yanımızdan geçerken "Barış nasılsın?" dedim. Durdu, yanıma geldi "İyiyim" dedi sessizce. "Bak Barış, bebek!Benim bebeğim!"
Gülümsedi. Bebeğin saçını okşadı hafifçe. Öyle büyük bir şefkatle baktı ki oğluma. Elimi tuttu sonra. Bizim babayı göstererek ve yine sessizce "Ben onu tanımıyorum ama" dedi. Elini uzattı, kendini tanıttı bizim baba. "Benim eşim" dedim. "Aa tamam" dedi.
"İyi akşamlar" dedik birbirimize. Barış çay servisi yaptığı minik kafeye gitti. Bizim baba alt üst...Meğer az önce çocukların Barış'a zorbalık yaptığını görmüş. Barış da küfür etmiş, uzaklaşmış.
Sessizdi Barış o akşam.
Sesi kısılması gereken o değildi oysa.Sesi kısılması gereken kimdi biliyor musunuz? Down sendromlu bir çocuğa şefkat göstermeyi bilmeyen zorba çocukların anne babalarıydı. Çocuklarına farklı olanı sevmeyi ögretemeyen anne babalar...Zorbalık kendini güçsüz hissedenin güç bulabilmek için kendinden daha zayıf gördüğüne yaptıklarıdır.
Yeterli anne babalık: Güçlü hisseden, farklılıkları bağrına basan çocuk yetiştirmektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Malesef...
YanıtlaSil