Günümüz çocuklarının bir şeylerden hemen sıkıldığını, bir işi sonuna kadar götüremediklerini, başarmak için mücadele etmediğini söyler dururuz değil mi? Dikkatlerinin dağınık olmalarının yanı sıra ”sebat etme” becerilerinin de eksik olması da bu sorunun sebeplerindendir.
Peki size böyle davranışların geliştirilebileceğini söylesem? Tabi ki yine tavsiye ve formül vermeyeceğim. Yine bir ilişki biçiminin öneminden bahsedeceğim. Hem de baba-çocuk ilişkisinin!
Popüler psikoloji kaynaklarının birinde, yeni bir araştırmayla ilgili bir haber gözüme ilişti. Babalar gününün yalnızca iki gün öncesinde yayınlanan bir çalışmadan bahsediliyordu. Haberin başlığı “Sebat etmek, babalardan öğreniliyor!”du. Amerika’da yayınlanan Journal of Early Adolescence dergisindeki bir araştırmanın sonucu bunu bize söylüyor. “Herkes size hayır derken, siz sebat ediyor ve umut taşıyorsanız, bunun için babanıza teşekkür edebilirsiniz” diyor haberde.
Brigham Young Üniversitesi’nden araştırmacılar yüzlerce aileyi dört yıl boyunca incelemişler. Babalar ebeveynlik biçimleriyle ilgili soruları yanıtlarken, 11-14 yaş arasındaki ön ergen ve ergen çocukları okul performansları ve amaçlarına ulaşabilme konusundaki anketleri yanıtlamışlar, üstüne video yoluyla bilgi toplama çalışmaları yapılmış.
Sonuçta demokratik ve dengeli ebeveynlik biçimi gösteren babanın çocuklarının sebat etme becerisi gösterdiği, bu becerinin yüksek okul başarısı ve daha az olumsuz davranışla ilişkili olduğu bulunmuş.
Yine aynı araştırmada katı ve otoriter ebeveynlik tarzına sahip olan babaların daha az sebat eden çocukları olduğu bulunmuş!
Annelerin de bu konuda etkili olduğunu söylemiş araştırmacılardan Randall Day. Ancak ergenlerin kendilerini nasıl algıladıkları ve hayatlarında ne kadar sebat edebilen bireyler olduklarının demokratik ve dengeli babalık biçimiyle ilgili olduğunu da eklemiş.
Araştırmada bu babalardan, “kalp atışı babaları” olarak bahsedilmiş. Bu ismin nedeni bu babaların çocuklarıyla tutarlı bir şekilde olağan günlük etkileşimlerini sürdürmesi. Yani kalp atışı kadar tutarlı ve düzenli olmaları…
Araştırmacılar bu çalışmanın, babaların çocukların öz düzenleme ve öz saygı için ne kadar önemli olduklarına dair sayısı gittikçe artan çalışmaların bir yenisi olduğunu olduğunu söylüyorlar. Babaların belli değerleri çocuklara öğretmede daha etkili olmalarının sebebi ise toplumun baba rolünden beklentilerinin bu yönde şekillenmesi.
Peki ne gerekiyor çocuklara bu değerlerin verilebilmesi için? Araştırmacılardan Laura Padilla-Walker’a göre, etkin babalar, çocuklarını dinleyen, çocuklarıyla yakın bir ilişki kuran, gerekli kuralları koyabilen ve aynı zamanda gerekli özgürlükleri sağlayabilen babalar. Yani demoktratik-dengeli ebeveynlik aslında böyle bir şey. Ne çok serbest ne de çok katı.
Amerika’da durum böyle, peki ya Türkiye’de? Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde yapılan bir çalışmanın sonucunda, ergenlik çağındaki temel stres kaynağının, ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları olduğu bulunmuş. Araştırmacılar, otoritenin tamamen elden bıraldığı ebeveynlik tarzının veya baskıcı, aşırı otoriter ve tutarsız ebeveynlik tarzlarının, çocukların intihar davranışlarının da içinde bulunduğu birçok olumsuz davranışa sebep olduğunu söylüyorlar.
Bu iki araştırma bize, çocuk yetiştirirken yalnızca annenin değil, babanın da çok önemli bir rolü olduğunu gösteriyor. Hatta istenen davranışları kazandırma, istenmeyen davranışları engelleme konusunda babaların etkilerinin ne kadar büyük olduğu vurgulanıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde babalar boşanma, yoğun çalışma saatleri veya yanlış ebeveynlik inançlarına sahip oldukları için çocuklara yeterince ve tutarlı ilgi gösteremiyor. Bu nedenle dünyada “babasız” bir nesil yetişiyor. Babaların kendi önemlerini kavramaları, yalnızca kendi çocukları için değil, dünya için de önemli bir adım olacaktır.
Peki size böyle davranışların geliştirilebileceğini söylesem? Tabi ki yine tavsiye ve formül vermeyeceğim. Yine bir ilişki biçiminin öneminden bahsedeceğim. Hem de baba-çocuk ilişkisinin!
Popüler psikoloji kaynaklarının birinde, yeni bir araştırmayla ilgili bir haber gözüme ilişti. Babalar gününün yalnızca iki gün öncesinde yayınlanan bir çalışmadan bahsediliyordu. Haberin başlığı “Sebat etmek, babalardan öğreniliyor!”du. Amerika’da yayınlanan Journal of Early Adolescence dergisindeki bir araştırmanın sonucu bunu bize söylüyor. “Herkes size hayır derken, siz sebat ediyor ve umut taşıyorsanız, bunun için babanıza teşekkür edebilirsiniz” diyor haberde.
Brigham Young Üniversitesi’nden araştırmacılar yüzlerce aileyi dört yıl boyunca incelemişler. Babalar ebeveynlik biçimleriyle ilgili soruları yanıtlarken, 11-14 yaş arasındaki ön ergen ve ergen çocukları okul performansları ve amaçlarına ulaşabilme konusundaki anketleri yanıtlamışlar, üstüne video yoluyla bilgi toplama çalışmaları yapılmış.
Sonuçta demokratik ve dengeli ebeveynlik biçimi gösteren babanın çocuklarının sebat etme becerisi gösterdiği, bu becerinin yüksek okul başarısı ve daha az olumsuz davranışla ilişkili olduğu bulunmuş.
Yine aynı araştırmada katı ve otoriter ebeveynlik tarzına sahip olan babaların daha az sebat eden çocukları olduğu bulunmuş!
Annelerin de bu konuda etkili olduğunu söylemiş araştırmacılardan Randall Day. Ancak ergenlerin kendilerini nasıl algıladıkları ve hayatlarında ne kadar sebat edebilen bireyler olduklarının demokratik ve dengeli babalık biçimiyle ilgili olduğunu da eklemiş.
Araştırmada bu babalardan, “kalp atışı babaları” olarak bahsedilmiş. Bu ismin nedeni bu babaların çocuklarıyla tutarlı bir şekilde olağan günlük etkileşimlerini sürdürmesi. Yani kalp atışı kadar tutarlı ve düzenli olmaları…
Araştırmacılar bu çalışmanın, babaların çocukların öz düzenleme ve öz saygı için ne kadar önemli olduklarına dair sayısı gittikçe artan çalışmaların bir yenisi olduğunu olduğunu söylüyorlar. Babaların belli değerleri çocuklara öğretmede daha etkili olmalarının sebebi ise toplumun baba rolünden beklentilerinin bu yönde şekillenmesi.
Peki ne gerekiyor çocuklara bu değerlerin verilebilmesi için? Araştırmacılardan Laura Padilla-Walker’a göre, etkin babalar, çocuklarını dinleyen, çocuklarıyla yakın bir ilişki kuran, gerekli kuralları koyabilen ve aynı zamanda gerekli özgürlükleri sağlayabilen babalar. Yani demoktratik-dengeli ebeveynlik aslında böyle bir şey. Ne çok serbest ne de çok katı.
Amerika’da durum böyle, peki ya Türkiye’de? Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde yapılan bir çalışmanın sonucunda, ergenlik çağındaki temel stres kaynağının, ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları olduğu bulunmuş. Araştırmacılar, otoritenin tamamen elden bıraldığı ebeveynlik tarzının veya baskıcı, aşırı otoriter ve tutarsız ebeveynlik tarzlarının, çocukların intihar davranışlarının da içinde bulunduğu birçok olumsuz davranışa sebep olduğunu söylüyorlar.
Bu iki araştırma bize, çocuk yetiştirirken yalnızca annenin değil, babanın da çok önemli bir rolü olduğunu gösteriyor. Hatta istenen davranışları kazandırma, istenmeyen davranışları engelleme konusunda babaların etkilerinin ne kadar büyük olduğu vurgulanıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde babalar boşanma, yoğun çalışma saatleri veya yanlış ebeveynlik inançlarına sahip oldukları için çocuklara yeterince ve tutarlı ilgi gösteremiyor. Bu nedenle dünyada “babasız” bir nesil yetişiyor. Babaların kendi önemlerini kavramaları, yalnızca kendi çocukları için değil, dünya için de önemli bir adım olacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder